İnsanları neden gözümüzde büyütürüz?

Abone Ol 

İnsanları gözümüzde büyütmeyi onlara yapılmış bir jest ya da lütuf gibi görsek de aslında bu bizim kendimizle ilgili bir algıdan doğar. Aşıkken onu yüceltmek, görüntüye aldanmak, statüsüne kapılmak gibi yaklaşımlar, büyü bozulunca nefret ve aşğılamaya dönüşür.

Kendimize olan güvensizliğimiz, kurtarıcı arayışımız, sığınacak bir liman ihtiyacımız, zor zamanlarda güvenilir bir kapı gibi ihtiyaçlarımız bazı insanları yüceltmemize neden olur. Aile ve Evlilik Danışmanı Serhat Yabancı, konuyla alakalı önemli açıklamalarda bulundu.

Mesela;

  • “O bu dünyanın en güvenilir insanı” yüceltmesi, bizim güven ihtiyacımızdan kaynaklanan bir yüceltmedir.
  • “O bu dünyanın en ilgili sevgilisi” yüceltmesi, bizim duygusal yoksunluk şemamız veya bağımlılık ihtiyacımız ile ilgili bir yüceltmedir.

Gözümüzde büyüttüğümüz her şey, kendimizde küçük gördüğümüz bir yönü tamamlar. Yani az önceki güvende hissetmenin küçük olması, başkasına çok fazla güvenme ihtiyacı doğurur. Güzellilk, para, kariyer, güven gibi bir çok alanda gözümüzde büyüttüğümüz biri ile bizim bir eksiklik algımız vardır.

Birini gözümüzde büyütmek,

Kendimiz için yaptığımız bir eylemdir. Bu bizi iyi hissettirir. Lakin ona yüklediğimiz anlam nedeniyle ondan sürekli bizim istediğimiz gibi davranmasını beklediğimiz için de onu izole eder, spontan davranmasının önüne geçeriz.

“Benden habersiz kimse beni istediği yere koyamaz. “
“Ve kimse beni istediği yere koyup, beklentilerini dayatamaz.”

İnsan kendine güvendiğinde ve kendini yeterli gördüğünde başkasını neden gözünde büyütsün ki? Bizimle aynı ekonomik düzeyde olan birini gözümüzde büyütmeyiz mesela ya da bizimle aynı statüde olan birini de gözümüzde büyütmeyiz. Yani kendimizi değerli hissediyorsak bize değer veren birini de gözümüzde büyütmez, sıra dışı görmeyiz.

Risk

  • Her gözünde büyütmenin bir de yerin dibine sokuşu vardır.
  • Kendi yarattığımız bir karakter ; beklentimizi karşılamadığında, ona yüklediğimiz rolün tersini yaptığında yaşattığı hayat kırıklığı nedeniyle kaldırdığımız yükseklikten onu paraşütsüz aşağı bırakırız.
  • Adeta büyü bozulmuş gibi hisseder, bunu da onun yaptığını düşünürüz. Oysa bunu o yapmamıştır. Biz ona hata şansı tanımadığınız için bu düşmeler olmuştur. Beklentimizi karşılamadığında beyazdan siyaha geçirdik onu.
  • Sonrasında da “Gözümde büyüttüm. Hak etmeyen biriymiş. Değmezmiş.” ya da “Kimseyi gözünde büyütmeyeceksin” gibi duvar yazılarını sosyal medyada gururla paylaşırız.
  • Zannederiz ki hep kandırılan ve hayal kırıklığına uğratılan biziz.. Hayır, biz kendimiz bunu kendimize yapıyoruz.

Şimdi düşünelim

  • Kimi gözümüzde büyütüyor, sıradışı görüyor kurtarıcı gibi görüyorsak onunla ilgili kendi zaaf ve zayıflıklarımızı görmeye çalışalım.
  • Altında yatan kaygılarımızı, kendimizi yetersiz hissedişimizi ve na ihtiyaç duyduğumuz noktaları fark etmeliyiz.
  • Onu hatalarıyla ve bize uymayan yönleriyle de görmeye çalışalım. Ona yüklediğimiz anlamlardan dolayı onu izole ettiğimizi görmeliyiz.
  • Ona kendi menfaatimiz için yüklediğimiz anlamlardan kaynaklanan beklentilerinizi gözden geçirmeliyiz.

Algı değişimi

    • İnsanları olduğu gibi görürsek, dengeli ilişkiler yürütürüz.
    • Değiştirmeye veya kendi istediğimiz hale getirmek yerine olduğu haliyle mutlu olmaya çalışırız.
    • Gözünde büyütmek de küçültmek de aynı şeydir. Bu nedenle büyütmenin daha çok bizim ihtiyaçlarımız ve kendilik algımızla alakalı olduğunun fark etmeliyiz.
    • Makam, mevki, statü, para güzellik gibi niteliklerden kaynaklanan gözümüzde büyütmenin kişiye değil onun sahip olduğu etiketlere yaptığımızı fark etmeliyiz.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu