Evlenmeden önce aynı evde yaşamanın dezavantajları

Abone Ol 

Sevgilinle her an birlikte olmak, ortak arkadaşlarla görüşmek, tüm işleri birlikte yapmak, birlikte gezmek ve uyumak… kulağa hoş geliyor değil mi? Ama ne yazık ki, bu düşünce hiç de hayal edildiği gibi olmadığını görme riskiniz de var.

Bu durum herkes için aynı şekilde olmasa da, genç çiftlerin birlikte yaşamaya başlamaları genelde çiftlerin ayrı ayrı kendilerini partneriyle olan ilişkilerinde sıkışmış hatta tuzağa düşürülmüş hissetmesine sebep olabiliyor. Çünkü birlikte yaşamak evlilik kadar bağlayıcı değil ama tam anlamıyla bağımsızlıkta değil…

İlişkilerin başlangıcında her şey heyecan ve eğlence üzerine kuruluyor. Ekonomik yükümlülüklerin ve evle ilgili zorunlulukların omuzlara bindirileceği yük düşünüldüğünde, bu heyecanlı hayat bir süre sonra ister istemez kişiyi hayatın gerçekleriyle karşı karşıya getirecektir.

Sevgilinizin giysilerini kendi dolabınızda görmek şu anda damarlarınızda kan akışını hızlandırsa da bu durum bir süre sonra tahammülünüzle doğru orantılı olarak çekilmez bir hal alabiliyor.

Bir dezavantajı ise yapılan market alışverişinden sonra yiyeceklerin çabucak bitmesi 🙂 Partneriniz son peynirinize dokunursa salavatın Rusçasını getirmeye başlıyorsunuz.

Yalnızlıktan hızlı bir geçiş ile aynı evde yaşadığınızı düşünsenize. Partneriniz her yerde! Kirli çoraplarıyla tuvalete bıraktığı kalıntılarla. Ya o çorap yatağınızdan çıkarsa? Orası sizin mabediniz…

Yanlış anlaşılmasın yaşamayın demiyorum yaşayın tabii belki evlenmekten vazgeçersiniz belki de bu da bir nimet 🙂

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu