Bebekler olumsuz etkileniyor! Hamilelerin bilmeden yaptığı…

Çoğu anne adayının doğru bildiği yanlışlar bebeklerin tüm hayatını etkileyebilir. Bakın bu tehlikeli hatalar nelermiş...

Abone Ol 

Gebelik, bir kadının hayatında deneyimleyebileceği en özel dönemlerden biridir.

Ancak, bu özel süreç hakkında bilgi eksikliği veya yanlış bilgiler nedeniyle birçok anne adayı, hamilelik ve gebelikle ilgili doğru olmayan inançlarla karşılaşabilir.

Bu yazıda, hamilelik ve gebelik dönemiyle ilgili doğru bilinen yanlışları ele alacağız.

Bu konuda aydınlatıcı bilgiler sunarak anne adaylarının daha sağlıklı bir hamilelik geçirmelerine yardımcı olmayı amaçlayacağız.

1- Gebelikte ağlamak ve üzülmek kötüdür, bebeğin etkilenir:

Hamilelik sürecinde kadınların duygusal olmaları son derece doğaldır. Bu duygusallığı bastırmak kendini engellemeye çalışmak daha kötü bir tercih olmakla beraber bebeği de etkileyen bir durumdur.

Bebek anneyle sezgiler ve duygular ile bağlantı kurar. O yüzden hamilelikte duygular olduğu gibi yaşanmalıdır bu durum anne adayını da rahatlatır.

Hamilelikte Sinir Krizi Bebeği Etkiler Mi? - Hamileyken

 

2- Gebeyken hiç hareket etme yoksa bebek zarar görür:

Hamilelikte hareket etmeme düşüncesi son derece yanlıştır. Hamilelik sürecinde anne adayının doğuma hazırlıklı olması için vücut esnekliğinin olması önemlidir.

Riskli bir gebelik süreci yoksa anne adayı aşırı hareketler yapmadan gerekli hareketlerle hamilelik sürecine hazırlıklı olmalıdır.

3- Çift canlıyım, 2 kişilik yemem lazım:

Hamilelik boyunca fetus tüm ihtiyaçlarını anneden alır. Bu nedenle folik asit, kalsiyum ve demir gibi vitamin ve minerallere ihtiyaç olur. Enerji ihtiyacı çok olmaz.

İlk 3 ayda kalori artışına gerek yoktur. Fazla kalori obezite, diyabet ve hipertansiyona da zemin hazırlar bu yüzden aşırıya kaçmamak gerekir.

Gebelikte Beslenme - Türk Perinatoloji Derneği

4- İlk 3 ay hamile kalınamazsa ciddi sorun vardır:

Araştırmalar ve çalışmalar sonucunda yeni evlenen ve hamilelikten korunmayan bir çiftin 12 ayda hamilelik ihtimalinin yüzde 85 olduğunu ortaya koyuyor.

Gebe kalma ihtimalinin en yüksek olduğu süre ilk 5-6 ay olsa da sonraki 6 ayda da gebe kalma ihtimali çok yüksektir.

Eğer bir yıl geçmesine rağmen hamilelik süreci oluşmamışsa o zaman araştırmaya başlamak gerekir.

Kadının yaşı 35’ten büyük ise bir yıl beklemek yerine 6 ay beklemek yeterlidir. 35 yaştan sonra azalan yumurta rezervinden dolayı araştırma gerekliyse tedaviye başlanmalıdır.

Bu süreçte doktorla açık iletişilim kurulmalı, doktorla detaylı sohbet edilmeli ve hiçbir şey saklanmamalıdır.Kanepede Oturan Ve Alınları Dokunmadan Hamile Kadın Telifsiz Fotoğraf ve Stok Görsel

5- Çocuğunun olmasını isteyen erkekler cinsel perhiz yapmalı:

Hamilelik olması için erkeğin bir süre cinsel perhiz yaparak sperm biriktirip cinsel ilişkiye doğru günde tek bir defa girmesi gerektiğine inanmak da yanlıştır. Sperm oluşum süreci 90 gündür.

Sperm kanallarında uzun süre boşaltılmayan spermler hareket açısından yavaşlar ve DNA açısından da hasarlanmaya başlar. Spermler kanallarda 7 günden fazla beklememelidir.

Sperm kadın rahminde 2 gün canlı kalabilir. Yumurta ise 2 gün döllenmeyi bekleyebilir. Bu nedenlerle yumurtlama günü civarında (+,-iki gün) sık cinsel ilişki hamilelik şansını artırır.

6- Bebeğimin cinsiyetini belirleyebilirim:

Belirli diyetler, ilişki günü ve pozisyonlar ile bebeğin cinsiyetini oluşturmak mümkün değildir. Ekşi veya tatlı yiyerek bebek cinsiyeti değiştirilemez.

Bir bebeğin erkek olma olasılığı yüzde 50.5, kız olma olasılığı yüzde 49.5.  Erkek spermi ile bebeğin cinsiyetini belirler.

Erkek genetik yapısı 46 XY şeklinde olduğu için diğer spermlerin yarısı X, yarısı Y kromozomu taşır. Bu bilimsel gerçek herhangi bir şey ile değiştirilemez.Bebeğin cinsiyeti ne zaman, hangi ay ve hangi haftada belli olur?

7- Erkek doğuma girerse daha sonra eşiyle bir daha cinsel ilişkiye giremez:

Cinsellik kişilere özel bir konudur. Böyle bir genelleme kadın ve erkek üzerinde sadece negatif bir etkiye sebep olur. Özellikle gebelik öncesi cinsellikte zorluk yaşayan erkek için daha da negatif bir durum yaratmaktadır.

Doğum esnasında odada olan erkek tüm doğum sürecini takip etmek durumunda değildir sadece annenin yanında olup onu desteklemesi de yeterlidir.

Doğumdan sonra sadece cinsellik değil tüm ilişkinin süreci değişebilir ama bunun hangi yönde olacağını doğum süreci değil çiftler belirler.DERGİ - Doğum neden bu kadar acılı ve riskli? - BBC News Türkçe

8- Gebelikte aileye yeni bir bebek gelirken, aileden biri vefat eder ve ölenin ruhu yeni doğana geçer:

Özellikle Anadolu’da böyle bir inanç yaygındır. Anne adayını korkutan bu inanç aileden birinin ölümüyle pekişebilir.

Vefat eden kişi anne adayının yakın çevresinden ise çocuğa vefat edenin ismi verilir, böylece ölene bir borç ödenmiş gibi inanılır. Bu durum sağlıklı değildir.

Ölene saygı farklı şekilde gösterilmeli, yeni doğacak olan bebek yeni bir enerji ve isimle karşılanmalıdır. Eğer doğum sürecinde bir kayıp yaşanıyorsa özel destek alınmalıdır çünkü bu kayıp doğum şeklini ve doğum sonrasını da etkileyebilmektedir.

 

9- Bebekler hissedemezler o yüzden yapılan ve söylenen hiçbir şeyi duyamazlar ve etkilenemezler:

Bu düşünce doğru değildir. Bazı bebekler döllenme sürecinden itibaren bazen de  20. haftadan itibaren hissetmeye başlarlar.

Bu düşünceler doğrultusunda doğumda da her şeyi bizim kadar hissediyorlar diyebiliriz. Nöronların ve RNA’ların bilgi taşıyıcı görevde olduklarından hareketle bebeklerin birçok şeyi hissettiklerini söyleyebiliriz.

Bu durum bizim bildiğimiz gibi olmasa da vücuda kayıt sistemine bağlıdır ve bu nedenle sadece düşündüklerimiz değil, hissettiklerimiz ve en fazla da söyleyemediklerimiz daha çok hissedilir.Bebeğin Hareketleri Ne Zaman Hissedilir? | Anneysen

10-Zaten tüm hayatı beraber geçecek olan anne bebeğin doğumdan sonra hemen karşılaşması elzem değildir: 

Anne ve bebeğin ilk karşılaşması, beraber geçirecekleri ilk 1 saat bebeğin tüm hayatını etkilemektedir. Doğum şekli de bu karşılaşma ile bağlantılıdır.

Doğum şekli ne olursa olsun doğum ekibinin anne ve bebeği olabilecek en kısa sürede kavuşturması ve bir arada tutması çok önemlidir.

Bu ilk karşılaşmanın anne ve bebek bağlanmasını dolayısıyla bebeğin hayatının güven ve kalitesini etkilediği belirlenmiştir.

Başa dön tuşu