Pazar günü keyifle okuyacağınız şiir kitapları
Birbirinden özel şiir kitapları önerileri ile karşınızdayız...

“Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.”
Demiş şair Orhan Veli…
Kasvetli, kapalı ve soğuk havalar insanı düşünmeye iter.
Üretkenliğin arttığı bu dönemde aynı zamanda ilham kaynağı da güçlenir.
Bazı insanlar bunu film izleyerek, bazıları şiir yazarak, bazıları ise kitap okuyarak yapar.
Edebiyat severler olarak bu soğuk havalarda evinize kapanıp şiir sanatının tadına varmanın tam sırası!
1) Üvercinka / Cemal Süreya
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Şöylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
2) Yaşıyoruz sessizce / Şükrü Erbaş
Tuhaf bir adam oldum
Kendimle konuşuyorun evin içinde
Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum
Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum
Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı
El ayak değmeden yerler nasıl tozlanır böyle
Merak etme, mutfağı tertemiz ettim.
Terlikler senin istediğin gibi duruyor.
Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı,
Bir kahve yapayım diyorum.
İki fincan koyuyorum, süt hazırlıyorum sana…
Sessizlikten mi nedir?
Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum.
İnsan başka nasıl katlanır ölüme, bilmiyorum.
3) Hasretinden Prangalar Eskittim / Ahmed Arif
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
4) Göğe bakma durağı / Turgut Uyarı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım,
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından.
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtarŞu aranıp duran korkak ellerimi tut,
Bu evleri atla bu evleri de bunları da.
Göğe bakalım!
5) Otuz beş yaş / Cahit Sıtkı Tarancı
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.