Alışveriş yaparken algınız nasıl yönetiliyor?
Mağazaya girdiğiniz zaman başınızda beliren görevliler eminim sizin de canınızı sıkıyordur. Bazen sadece gezinmek için girdiğiniz mağazadan sırf üstünüzde baskı hissettiğiniz için elinizde poşetle çıkıyorsanız işte bu tür sıkıntılara düşmemeniz için algınızın nasıl yönlendirildiğini bilmeniz de fayda var. Buyurun detaylara...
Üç al iki öde
Mağazaya girdiniz. Aklınızda sadece tek parça ürün almak var. Ama durun bir dakika! Alacağınız üründe ”üç al iki öde” kampanyası var. Bu durumda bir tane ürün alırsanız fırsatı kaçırmış gibi hissediyorsanız satış elemanları amacına ulaşmış demektir. Üç al iki öde tarzı kampanyalar, genellikle müşterilere daha fazla ürün aldırıp kar elde etmeyi amaçlamakta. Şöyle düşünün beğendiğiniz bluz 100TL, bu bluzu almaya karar verdiyseniz cebinizden sadece 100 TL harcayacaksınız demektir. Ancak sırf kampanya var diye ihtiyacınız olmayan bir ürünü daha alarak daha fazla para harcamış olacaksınız. Böylelikle kampanya diye sunulan şey aslında sizi zarara sokacak. Tabii iki bluza da ihtiyacınız varsa orası ayrı.
Dost gibi davranma
”Aramızda kalsın ama yarın zam gelecek bugün bu ürünü almanızda fayda var” tarzı cümleleri satış elemanlarından sıkça işitmişsinizdir. Sanki sizin dostunuzmuş gibi yaklaşan elemanların tek amacı elindeki ürünü satmak bunu aklınızdan çıkarmayın. Kimse müşterisine ucuz mal satmak istemez.
Zamanla sınırlandırılmış indirim vaadi
”Bu ürün 21.00’dan sonra eski fiyatına geri dönecek o yüzden şimdi indirimliyken almalısınız.” Bu cümleyi işittiğinizde o ürüne karşı tereddüttünüz varsa bile sırf bu fırsatı kaybetmemek için alma eğilimi göstereceksiniz. Aman dikkat!
Sahte samimiyet
.jpg)
Kurum itibarı her şirket için önemli bir durum. Bazı kurumlar itibarını kaybetmemek için müşteriye özel jestler sunarak kendi markasında tutmaya çalışır. Dönemsel indirim kartları, küçük hediyeler gibi samimi gözüken davranışlar aslında sizi kaybetmemek için.
