21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar

Abone Ol 

 

Okur severler için bu hafta en çok okunan bazı kitapları sizler için derledik. Keyifli okumalar!

21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar #1

 İhsan Oktay Anar – Tiamat

“Başlangıçta her şey soğuk, boş ve anlamsızdı. Kutsal Rüzgâr sular üzerinde okşar gibi anaforlarla esiyor, güneş ve ayın, burçlar ve yıldızların henüz yaratılmadığı zifirî gecede, gözleri mucizevî bir dokunuşla açılmış halde bizzat kendini, yani karanlığın yine ta kendisini gören kör tabiatı sanki teselli ediyordu. Onun uyanıp cisimleşmiş hâli olan diğer çelik canavarın belirsiz silueti ise satıhtaki zayıf aydınlığın hemen altında âdeta kımıltısızdı.” İhsan Oktay Anar’ın derin denizlerde kurduğu âlemde, o belirsiz, kımıltısız siluetin hem içinde hem dışında, olağanüstü bir hikâyede, hikâyeyiz.

21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar #2

Grigory Petrov – Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Eski bir papaz, ayrıca yayıncı ve gazeteci olan Grigoriy Petrov, Finlandiya'ya ve Johan Wilhelm Snelman'a adadığı bu ölümsüz eserini, başka ülkelere ama özellikle Rusya'ya örnek teşkil etsin diye kaleme almıştır. Sonuçta yoksul, kurak ve az nüfuslu Finlandiya “hayat yaratıcıları” olarak adlandırılan yurttaşlarının el ele vermesiyle adeta küllerinden doğmuş; din, dil, ırk, eğitim, aile hayatı ve yönetim gibi konularda son sürat gelişmiş ve bu sayede diğer bütün ülkeleri geride bırakmayı başarmıştır.  Asıl Petrov'un ölümünden sonra yankı bulan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, özellikle Bulgaristan'da ve Türkiye'de sayısız baskı yapmıştır, öyle ki okumaya başladığı andan itibaren kitaba hayran kalan Mustafa Kemal Atatürk bu ölümsüz eserin okulların müfredatına konmasını istemiştir. İsveç'in hâkimiyetinden çıkarak görece daha ılıman Rus egemenliği altına giren Finlandiya halkının omuz omuza vererek kendi ulusal kimliklerini bulmaya çalışmalarına tanık olacak ve bu halkın, ülkesini daha ileriye taşıyacak nitelikte yeniliklere imza atan şahsiyetleriyle tanışacaksınız.

21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar #3

George Orwell – Hayvan Çiftliği

Fazla çalıştırılan ve kötü muamele gören hayvanlar bir gün toplanıp yaşadıkları çiftliği ele geçirirler. Sonunda söz sahibi olmuşlardır, çiftlikte daha adil ve eşit bir toplum oluşturmaya kararlıdırlar. Domuzların öncülüğünde bu yeni düzeni kurmak için çalışmaya başlarlar. Bu düzen ilk başta çiftliğin gelişmesini sağlasa da zamanla hayvanların öngöremediği sorunlar ortaya çıkacak ve eskisinden daha acımasız bir rejim kurulacaktır. Hayvan Çiftliği George Orwell’in modern klasikler arasına girmiş ikinci ünlü romanı ve çarpıcı bir politik taşlamadır. Şimdiye kadar yazılmış en iyi sistem eleştirilerinden biri olan bu roman, özgürlük amaçlı bir devrimin nasıl tek adamlığa evrilebileceğini gözler önüne serer. George Orwell’in alegorisi, bugün özgürlüğün saldırıya uğradığı her durum ve yerde güncelliğini koruyor.

21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar #4

Sabahattin Ali – Kürk Mantolu Madonna

İlk baskısı 1943 yılında yapılan Kürk Mantolu Madonna, günümüzde halen en çok ilgi gören ve satılan kitaplar arasında bulunuyor. Basıldığı günden bu yana 1 milyondan fazla satan kitap üzerine, birçok araştırma ve inceleme yapılmış, hakkında tezler yazılmış, fakat bu başarısının sırrı tam olarak çözülememiştir. Onu bu kadar özel kılan ve hala konuşuluyor olmasındaki en büyük pay, tabii ki Sabahattin Ali’nin usta kalemi ve başarılı ruh tahlilleridir.

Tekrar Tekrar Okuyacağınız Sarsıcı Aşk Hikayesine Hazır Olun!

Konusu ile adından sıkça söz ettiren eser, Türk edebiyatının da en önemli romanları arasında gösteriliyor. Psikolojik bir anlatı olarak da ifade edebileceğimiz roman aslında üç ana tema etrafında şekilleniyor: Aşk, yalnızlık ve yabancılaşma. Kürk Mantolu Madonna, daha çok bir aşk hikayesi olarak görünse de romanda aslında bir insanın yalnızlaşma sürecine ve giderek topluma yabancılaşmasına şahit oluyoruz. Psikolojik tahliller çerçevesinde bu yabancılaşma ve yalnızlık duygusunu Sabahattin Ali o kadar iyi anlatıyor ki, okurken bize bu hisleri adeta yaşıyormuşçasına hissettiriyor.

21-27 Şubat haftasında en çok satan kitaplar #5

Hakan Mengüç – Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir

Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun…

Başlarına ne geleceğini bilmeden uzun bir yola çıkan arayış içindeki genç bir sufi ile aklı karışık genç bir kızın bu yolculuklarında yazgılarından başka güvenecekleri hiç ama hiçbir şeyleri yoktur.

Yedi gün boyunca yanlarında para, yiyecek, kıyafet ve en önemlisi de hiçbir planları olmadan şehir şehir dolaştıktan sonra başladıkları yere geri döndüklerinde onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Sadece yedi günde bile değişebilir miydi insan?

Yeniden yazılabilir miydi kader?

Elbette sadece yedi günde değişebilirdi her şey…

Tıpkı sazlıktaki bir kamışın, yedi evreden sonra içli sesler verebilen bir “ney”e dönüşmesi gibi…

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu